2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/04/2017 tarih ve 2016/215 E- 2017/140 K. sayılı karar
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen
12/04/2017 tarih ve 2016/215 E- 2017/140 K. sayılı kararın ayrı ayrı davalı şirket ve davalı Kurum
vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kararın kabulüne dair Ankara Bölge Adliye
Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 15/03/2018 tarih ve 2017/1454 E. – 2018/281 K. sayılı
kararın Yargıtay’ca incelenmesi ayrı ayrı taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin
süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya
değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında
bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle
dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra
işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin “PINAR MADRAN SU” ibareli 32. sınıf ürünleri içeren tescilli markanın
sahibi olduğunu, davalı şirketin ise müvekkilinin tanınmış markasıyla iltibasa sebebiyet verecek
biçimde “madran hamidiye kaynak suyu” ibaresinin 32. sınıfta tescili için diğer davalı kuruma
başvurduğunu, müvekkilince başvuruya yapılan itirazın davalı kurum tarafından nihai olarak
reddedildiğini, oysa başvuru konusu ibare ile müvekkili markası arasında iltibasa yol açacak düzeyde
benzerlik bulunduğunu, ayrıca başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesi uyarınca yanıltıcılık
taşıdığını, YİDK kararının hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, söz konusu YİDK kararının iptaline
ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, markalar arasında iltibas
tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, “MADRAN” ibaresinin su emtiası bakımından ünlü bir coğrafi yer adı olduğunu,
herhangi bir kişinin tekeline bırakılamayacağını, markalar arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını,
başvuru konusu ibarenin yanıltıcı nitelik de taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, “MADRAN” ibaresinin doğal
kaynak suyu bakımından ünlü bir coğrafi yer ismi olduğu, markada bulunan “MADRAN” ibaresinin coğrafi kaynağı işaret ettiği, bunun yanında coğrafi işaret olarak
C2013/014 sayı ile Çine Belediyesi tarafından coğrafi işaret tesciline konu edildiği, davalı
şirketinanılan MADRAN bölgesi kaynak suyu ile ilgili ticari faaliyette bulunma hakkının varlığına
yönelik ikna edici bir kanıt bulunmadığı, aksine su aldığı bölgenin MADRAN havzası ile ilgisinin
bulunmadığı, başvuruya konu işaretin marka olarak tescilinin olanaksız bulunduğu gerekçesiyle
davanın kabulü ile TPMK YİDK kararının iptaline, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ile
sicilden terkinine karar verilmiştir.
Kararı davalı şirket ve Kurum vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, başvuru kapsamında yer alan “Biralar; bira
yapımında kullanılan preparatlar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri,
meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz)” malları yönünden başvuru konusu ibarenin yanıltıcı nitelik
taşımadığı, söz konusu malların su içermeleri de varılan sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle,
davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk
Mahkemesi’nce verilen 12.04.2017 tarih ve 2016/215 E. -2017/140 K. sayılı kararın kaldırılarak
davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2016/M-3465 sayılı kararının, 32/02. sınıfta yer alan “Maden suları,
kaynak suları, sofra suları, sodalar” emtiası yönünden iptaline ve davalı adına tescilli markanın anılan
mallar yönünden hükümsüzlüğüne sair emtialar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
(1) İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın
355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince
esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından
uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371.
maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalılar vekilinin tüm,
davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
(2) Dava, marka başvurusuna itirazın reddine dair davalı TPMK YİDK kararının iptali ile markanın
hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
Olaya uygulanacak mülga 556 sayılı KHK’nın 7/1-f maddesinde yer alan “Mal veya hizmetin niteliği,
kalitesi veya üretim yeri, coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak markalar,” mutlak tescil
engelleri arasında kabul edilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “MADRAN” ibaresinin Çine
Belediyesi adına kaynak suları için C2013/014 sayılı TPMK nezdinde coğrafi işaret olarak tescilli
olduğu ve dava konusu “HAMİDİYE MADRAN KAYNAK SUYU” ibareli başvuru markasında yer alan
“MADRAN” ibaresinin ünlü bir coğrafi yer adı olduğu ve davalının anılan bölgede ticari faaliyet izninin
bulunmadığı halde başvuru kapsamında kalan “Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar”
emtiaları yanında, “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Sebze ve meyve suları, bunların
konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz)” malları yönünden de yanıltıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın tümden kabulüne karar verilmiş iken, ilk
derece mahkemesi kararını kaldıran Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ise “Maden suları, kaynak
suları, sofra suları, sodalar” malları yönünden aynı gerekçeyle davanın kabulüne, diğer mallar
yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin emsal 2017/1908-2018/7410 ve 206/10668-2018/3060 sayılı kararlarında da ifade
olunduğu üzere, MADRAN ibaresi Aydın ili Bozdoğan ilçesi MADRAN Dağından çıkartılan meşhur bir
kaynak suyunun adıdır. Yine MADRAN ibaresinin Çine Belediyesi adına TPMK nezdinde kaynak
suları için C2013/014 sayılı coğrafi işaret olarak tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Marka başvuru
aşamasında dahi, ürünlerin coğrafi kaynağı, üretim yeri, niteliği ve kalitesi yönünden halkı
yanıltabilecek nitelikte olan marka başvurularının reddi gerekmektedir. Somut olay yönünden, emsal
içtihatlarımızda da yer aldığı üzere, “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Sebze ve meyve
suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz)” mallarının niteliği
itibariyle içerisine su katılabilecek emtialardan oldukları, davalının daha önce MADRAN bölgesi suyu
ile anılan malların üretimi veya bu nitelikteki malların pazarlanması faaliyetiyle uğraştığı veya böyle bir
faaliyet izninin bulunduğu konusunda bir iddia ve ispatının bulunmaması karşısında, davanın
reddolunduğu anılan mallar yönünden dahi davanın kabulü gerekirken hatalı gerekçeyle, ilk derece
mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün
anılan nedenlerle temyiz eden davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.
3- Davacı tarafın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının, bozma sebep ve şekline göre şimdilik
incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacı vekilinin sair
temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yer alan gerekçelerle, davacı şirket vekilinin temyiz
isteminin kabulü ile HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırılarak
yeniden esas hakkında karar verilmesine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (3)
davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bozma sebep ve şekline göre şimdilik
incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye
Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden
davalılardan ayrı ayrı alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacı
şirkete iadesine, 08/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.